Muhibbân

Gece çökünce insanlar dinginleşirmiş. Kendilerini bir tefekkür ortamında bulurmuş. Gerçekten de öyle sanırım,  gece vakti, kendini kendi mahkemende bir sanık veya avukat olarak bulabiliyorsun. Belki gün içindeki dosyan veya geçmişten bugüne olan dosyan açıktır. Ortaya bir Terazi konmuştur. Bu terazi şaşmayan bir terazidir. Ne isen onu gösterir. Bugün yine kendi mahkememdeyim sanırım, gerçi ger gece var bir tane artık alıştım sanırım. Molla İzzet çok güzel tasvir etmiş bunu;

Bi-hakkı Hazret-i Mecnun izâle eyleye Hak!
Ser'imde derd-i hıred'den biraz eser kaldı.

(Deliler Sultanı'nın yüzüsuyu hürmetine Hak'tan şifa diliyorum; zira akıl belasından tamamiyle kurtulabilmiş değilim)

Küçükken köyde yazın dışarda yatardık. Yanımda kardeşim vardı, sırt üstü uzanıp, yorganın altından başımızı çıkarırdık. Başlardık gökyüzündeki yıldızları incelemeye, her birimiz bir yıldız seçerdik, ve takip ederdik. Bazen hareket ederlerdi bazen kayanlar olurdu, takım yıldızlarını bilirdik ama bihaberdik takım yıldızı olduğunu, sadece kümelenmiş olduğunu bilirdik. Gündüzümüz koyun,keçilerin yanında çamurdan yaptığımız oyuncaklarla geçerdi... Ne oldu  o ufkumuza, yıldızlarımızı gökten indiren ne oldu, bizi bu hengameye ne çekti, hayallerimizi çaldılar mi?

Coğrafya kaderdir demiş İbn Haldun. Bulunduğun yer kaderinde mühim bir yer alıyor ama ondan önemlisi tercihlerin kaderin oluyor. Bazı insanlar kapkaranlık kuyudan elinden tutup çekebiliyor bu da senin tercihin oluyor, bunu fillen yapması şart değil, Tanpınar diyor ya bir insanın ahlakını,dünya görüşünü bazen aykkabısında bazen sesinde bazen de elbisesinde vûcût bulur.
Gerçekten de böyle, bazen bir insanın tebessümü, şu arş ve semavata olan bakışını tamamiyle değiştiriyor. 

Bugün aklımdan bir şeyler geçti yine ne zaman böyle olsam geçerler hep

Varamaz dilim halet-i ruhumu anlatmaya
Amansız bir duygu, zamansız bir şey 
Dolunayın demetleri gözlerimde düğümleniyor 
Dört duvarda hapsolmuş demetler

Bir şehrin yalnız sokağında 
Tek başına kalmış bir papatya ile
Bakışıyoruz, sarı lambanın altında 

Zifir bir kör kuyuda buldum kendimi
Parmaklarım gölgenin sahibini arıyordu 
Adem'den kalma bir incir buldu 
Zifirden kuşlar uçacak mı?
Gökyüzünün mavi kanatlarına 
Allahualem...

Kendimizi çok kaptırıyoruz sanırım şu ahir zamana, oysa çoğu şeyi tıpkı çocukken ki gibi olmalı belki, temiz ve saf düşünmek, mutluluğu paylaşmak...
 
Lafı toparlamak gerekirse

Tanrım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver.
(Bir çift yürek -Marlo Morgan)

Selam ve dua ile🖐🏻🍀

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gör ve Bak

Hisseyab

Sessizlik